MODANIN HAYATIMIZDAKİ YERİ
Modanın hayatımızdaki yeri gün geçse de değişmemektedir. Moda dediğimiz şeyin günümüzde farklı birçok tanımı olsa da özünde moda; kişinin kendine yakıştırdığını, temizlik ve adap kurallarını koruyarak ve gözeterek giyinmesi ve taşıması olarak ifade edilebilir. Kaba Taş Devri’nden bu yana, yani medeniyet ve toplum kuralları oturmadan ve resmileşmeden önceki zamanlarda da insan, vücudunu dış faktörlerden koruyabilmek adına giyinme ihtiyacı duymuştur. Zamanla bu giyinme ihtiyacı farklılaşmış ve belli parametreler nezdinde kendini ifade etmenin ve beden dilinin de bir kolu haline gelmiştir.
İnsanların kendilerini öne çıkarma ve dikkat çekme ihtiyaçları ile bütünleşen moda; 1900’lü senelerde halen modanın kalbi olarak anılan Fransa Paris’te açılan bir tekstil atölyesinde can bulmuştur. Yerleşik hayat düzeni, insanların farklı iş kollarında çalışmaya başlamaları ve kendilerini sosyal zevkleri ve bilgileri düzeyinde ifade etme istekleri ilk defa moda kavramıyla bütünleşerek stilistliği öne sürmüş, yeni stiller meydana getirmiştir. Bu stiller zamanla camekanlarda sergilenmeye başlayarak terzilikten hazır kıyafet sektörüne doğru bir serüvenin başlangıcı olmuştur. Hazır giyim sektörleri yaygınlaşınca insanlar için daha kolay ulaşılır kıyafetler ve her bütçeye uygun parçalar bulma imkanı sağlamıştır.
Ulaşılabilirlik, tatmin olma duygusu, tekstilin bir sektör haline gelmesi, bu alanda mühendislerin çalışması ve yeni kollar oluşması da modanın hayatımızdaki yeri bugün kalbini oluşturmuştur. Modanın hayatımıza girişi ve merkezliliği daha tatmin, daha klas ve daha temiz bir algı yaratabilmiş ve insanlığı etkisi altına almıştır.